| |||||
AFYONKARAHİSAR'da, PTT'nin 170'inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, sürpriz hediye verilecek 170'inci müşteri 20 yaşındaki Emrah Bal, görevliler ile gazetecileri karşısında görünce önce şaşırdı ardından paniğe kapılıp kaçtı. Kentte vatani görevini yapan Mersinli Bal, arkasından giden görevlilerin durumu anlatması üzerine sevindi. Postasını almak üzere PTT'ye gelen Bal, içeri girdiğinde görevliler ile basın mensuplarını karşısında görünce şaşırdı. Paniğe kapılan Emrah Bal, binadan kaçmaya çalıştı. Görevlilerin ardından giderek ikna etmesi sonucu şanslı müşteri olduğunu öğrenen Bal, çok sevindi. PTT Başmüdürü Kırmızıgül de, PTT'nin kuruluş yıldönümünde bir müşterilerini mutlu etmenin sevincini yaşadıklarını söyledi. Şanslı müşterinin asker olmasının ise ayrı bir güzellik olduğunu belirten Kırmızıgül, Bal'a 'hayırlı teskereler' dileğinde bulundu. HABER-KAMERA:Murat ARISOY/AFYONKARAHİSAR, (DHA)" Şimdi bu haberi okuyup videosunu seyredince iyice emin oldum ki "polis toplumu" olmuşuz, her birimizin içine ürkek birer serçe yerleştirmişler, en ufak çıtırtıda pırrrrr. Adama pul defteri vermek için tüm ekabirler orada, onlar orada olunca basın da haliyle orada, öyle bir korku yerleşmiş ki içimize, tek polis ya da benzeri devlet memuru orada yok ama adam kaçmaya çalışıyor, kaçma sebebi patlayan flaşlar gibi görünse de, tek sebep ruhumuzun derinliklerine yerleşmiş "sıra bana geldi mi?" korkusu. Eğri oturup doğru konuşalım, hepimiz telefonda konuşurken korkudan kakofoni yaratıyoruz, "ııııııııııııııı" lıyoruz, kekeliyoruz, çünkü konuşmalarımızı kesinlikle dinliyorlar, bundan eminiz artık her birimiz. Artık dinlemiyorlarsa da dinliyorlar, beni ordu dinliyor, seni mit, onu polis, hepimizi cemaat, niye dinliyorlar? Gerektiğinde lazım olur diye. Adamda onun için kaçıyor işte, demek ki gerekti şimdi. "Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" andy warhol, sanatçı bu aforizmayı söylerken Türkiye versiyonunu hiç düşünmemiştir, bu ülkemiz için şöyle düzeltilebilir; her Türk 15 dakika da olsa Polisle haşı neşir olacaktır." adam bunun için kaçtı, sıram geldi sanırım. Türkler ikiye ayrılır, ergenekoncular ve cemaatçiler, ben bunu sıradan bir vatandaş, hiç bir devlet bağlantısı olmayan birisi olarak böyle görüp böyle söylüyorsam, demek ki durum vahim. Sıram ne zaman gelir diye bekleyenlerdenim maalesef, çünkü perşembe geceleri evimde oturup çekirdek çıtlıyorum, hiç bir grupla haşır neşir değilim ve tek derdim evimin geçimini sağlamak. Şimdi biri bana gelip paranoya yapıyorsun derse, ben de ona bu bile haklı olduğumu gösterir derim, o adamda paranoya yapıp kaçtı zaten, paranoya durduk yere içimize girmedi ki, binlerce insanın dinlendiğini, hem de yasa dışı dinlendiğini söyleyen emniyet müdürüne "kitabın yarısını başkası yazmış dediler", alıp içeri attılar, evini barkını aradılar, bunu iddia eden adam alayımızı dinlemiş! Kitabı sen yazmadın dediler ama kimse yasa dışı dinleme yapılmadı demedi. Bırak telefonda konuşmayı, sokakta sümkürmeye korkar olduk, mobesa, iş yeri kameraları, uydular, böcekler, kalem kameralar vs. vs. ve vesaire teknolojik muhbirler, iyice paranoyak etti bizi. Dev "big brother" oyuncularıyız ve artık evimizin içindeler, kesekağıdından bile tırsar olduk, acaba içinde kamera var mı diye ve hepimizin günü sayılı artık, bir şekilde "ünlü" olmamıza az kaldı. Adamda bunun için kaçtı işte. |
25 Ekim 2010 Pazartesi
paranoya
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
dayı haklısın.aydın doğanın bile dut yemiş bülbüle dönmesinin sebebi tam olarak bu.. kimbilir adamın ne sırlarını ele geçirdiler ..!!
YanıtlaSilbu hafta sonu içlerinden birinden dinlediklerimi yazsam dudakların uçuklar!! hakkat eskiden senin ayda bi mutlaka dudakların uçukluyodu nooldu ?? demekki uçuk mikrobu da hep sabit kalamıyomuş-yok olabiliyomuş..ulan bu bilim adamları var yaaaa!!
YanıtlaSilbüyüdük ve kirlendi dünya, telii teliiii şu telliii turnaaaaaa
YanıtlaSil