30 Eylül 2010 Perşembe

disleksia

gelelim şu benim disleksi işine,

arkadaşlar ben ciddi disleksi hastasıyım ( mışım), yıllardır kendime kızar dururdum, zor öğreniyorum, kelimeler, harfler karışıyor kafamda, özellikle yazı yazarken yazmaya harcadığım zamandan daha çoğunu yazdıklarımı düzeltmeye harcıyorum, meğer ben disleksikmişim, hem de uğursuz bir miras gibi oğluma da taşımışım bunu. 

disleksik olmayan bilemez, çok zor bununla yaşaması, tek teselli genelde dahilerde görülmesi :) tamam dahi olduğumdan hiç şüphem olmadı bu yaşıma kadar ama bir dahinin yapmaması gereken hatalar, öğrenme zorluğu vs vs vs neydi? hain disleksi.

üstüne üstlük bir de migrenim var! hoca tam dahi, anlayacağınız beyin normalin en az 3 katı daha işlek çalışıyo, e buda ağrı yapıyo haliynen, bir de benim anladığım kadarıyla çok basit olan işler bir dahinin beynine basit geldiğinden yaparken zorluyor, isim tutmak gibi, düz yazı yazmak gibi işleri beyin ciddiye almıyor, oysa çok daha karmaşık işleri yapmaya değer bulup başarıyla hatta yaratıcı şekilde üstesinden geliyor. uzun rakamları akılda tutmak, matematik, fizikle uğraşmak, problem çözmek çocuk oyuncağı, ama komşumun ismini 10 senede öğrenemedim.

bak şimdi; 


Tarihe adını altın harflerle yazdırmış, ressam, şair, bilim adamları onlar. Hem dahi hem de çok yetenekliler. Peki hepsinin çok ilginç bir ortak özelliği olduğunu biliyor muydunuz?

Hatta dünya tarihine damgasını vuran Einstein bu hastalık yüzünden 3 yaşına kadar konuşamamış ve konuşmaya da kekeleyerek başlamıştır. Dokuz yaşında okula başladığında bile hala tam anlamıyla çok düzgün konuşamadığı söylenir. Ya da tarihte şiddetli baş ağrılarının görme anormalliklerine neden olduğu migren hastalığının sadece dâhilerde rastlanan bir hastalık olduğu inancı olduğunu biliyor muydunuz? Örneğin Van Gogh, Claude Monet, Napolyon, Elvis Presley ve Picasso gibi tarihe adını yazdırmış birçok önemli insan migren hastasıydı. Özellikle ressamların eserlerini migren hastalığının çok etkilediği bilinir.


Claude Monet ile Van Gogh ise ışığı hareli olarakalgılamasına ve özellikle son dönemlerinde en çok sarı rengi seçebilmeleri neden olan katarakttan, eserlerindeki kullandıkları renkler zamanla sarı ağırlıklı olduğu görünür. Şizofren olanlar, kekeme olanlar, kör ve işitme engelli olanlar… İşte tarihe adını altın harflerle yazdırmış isimler ve günümüze damgasını vurmuş pek çok ünlü kişi ve onların hayatlarını zorlaştıran hastalıkları.

Ünlü Disklektiklerden Sözler 
Öğretmenim sersemin teki olduğumu söylüyor, babam da aptal olduğumu düşünüyordu. Bense artık budalanın teki olduğuma karar vermiştim.
Thomas Edison /Bilim adamı

Öğretmenlerim aklımın yavaş çalıştığını, asosyal olduğumu ve ölene kadar aptal rüyalarımın peşinde sersemce savrulacağımı söylüyorlardı.
Albert Einstein /Bilim adamı

Okuma güçlüğü çeken bir bilim adamını, bilimsel becerileri olmayan bir okur-yazara tercih etmelisiniz.
Leonardo Da Vinci/Sanatcı-Bilim A.

Okul yıllarında kendimi oldukça bezgin ve cesaretim kırılmış hissederdim. Kendini sınıftan tamamen dışlanmış veya yarışın en sonunda hissetmek berbat bir duyguydu.
Winston Churchill/Devlet adamı

Ailedeki en yavaş kişi olduğumu düşünürdüm. Korkarım oldukça haklıydım ve bu gerçeği kabul etmem gerekiyordu. Yazmak ve hecelemek benim için kabustu. Yazdığım harfler asıllarından çok farklı oluyordu. Okuma ve telaffuzum da felaket derecede kötüydü.
Agahta Christie/Yazar

Dikkatimi toplamak konusunda kendimi eğitmem gerekiyordu. Daha iyisini yapabileceğimi ve aynı zamanda daha iyi okuyabileceğimi herkese göstermekti dileğim.
Tom Cruise/Oyuncu

Okulda hep kötü notlar alırdım, C’ler, D’ler ve F’ler… Sonunda okuldan kaçtım. Öğrendiğim her şeyi dinleyerek aklıma sokmam gerekiyordu. Bu da beni çok zorluyordu. Karneme hep potansiyelimi tam anlamıyla kullanamadığım notu düşülürdü…
Cher/Şarkıcı, Oyuncu






Öğrenme Güçlüğü Çeken Çocukların Eğitiminde Neye Dikkat Edilmeli?



Aileler çocuklarının konuşma ve sözcükleri tanıma evresinde iyi birer gözlemci olmalılar. Her geç konuşan ya da sözcükleri iyi telaffuz edemeyen çocuk dislektiktir, diye bir kural olmasa da, rahatsızlığın erken teşhisi açısından belirtilerin gözlenmesinde fayda var. Öğrenme güçlüğü çeken çocuklarına karşı zorlayıcı davranmamaları, uygun eğitim metodları arayabilmeleri açısından ailelerin eğitimi de önemlidir. Çocuklara arkadaşlarının öğrendiklerini kendisinin de mutlaka öğreneceği fikri aşılanmalı, kendilerine güvenmelerini sağlayacak sosyal beceriler kazandırılmalıdır. Dikkat eksikliği önemli bir problem olarak öne çıktığı için bir danışman, eğitmen veya uzmandan dikkat eğitimi alınabilir. Okul eğitiminde ise sözel, işitsel, görsel öğrenme metodları seçilmelidir. Dislektik olan çocuklar sınav sorularını çabuk okuyamazlar ve cevapları yazamazlar. Bu nedenle bu çocuklara sözlü sınav yapılması veya çoktan seçmeli sınavların, yani testlerin uygulanması faydalı olur.

Bu çocuklar, sembollerle ilgili problemlerde yaşadıkları için, matematik dersindeki sembolik göstergeler ve kavramları algılamakta güçlük çekerler. Sözcüklerle düşünemedikleri için ezber gerektiren durumlarda zorlanırlar; örneğin çarpım tablosunu öğrenmek onlar için bir kabusa dönüşebilir. Öğretmenler görsel tablolar veya resimlerle bu süreci kolaylaştırabilirler.
Dislektik olan çocuklar büyük resmi gördükleri için ardışık, adım adım ilerleyen ve mantıksal düşünmeyi gerektiren durumlarda zorluk yaşarlar. Bu nedenle izleyecekleri yollar sonucunda nereye varacakları bir bütün halinde kendilerine resmedilebilir. Böylelikle çocuklar attıkları adımlar sonucunda nereye varacaklarına dair bütünsel bir görüşe sahip olurlar.

Tıbbi Müdahale İşe Yarar mı? 
Disleksi, farklı bir düşünme ve öğrenme biçiminin sonucu olduğu için tıbbi müdahaleden çok danışmanlar ve uzman eğitmenlerin yardımıyla ele alınabilir, tedavi amaçlı terapiler uygulanabilir. Bazı kişiler, kimi ilaçların disleksinin semptomlarına iyi geleceğini düşünürler. İlaçların konsantrasyonun sağlanmasına yardım edeceği, baş ağrılarını azaltacağı veya okuma sırasındaki mide bulantılarının önüne geçeceğini düşünürler. Ancak bu uygulamalar öğrenme probleminin ortadan kaldırılmasında yarar sağlamaz. Aksine yan etkilere sahiptirler ve uzun süre kullanım neticesinde bağımlılık da yapabilirler.  

12 Yaşında Algılama Yetersizliği Nedeniyle Okuldan Atılan Edison’un Başarı Öyküsü
1847’de doğan bilim adamı ve mucit Thomas Edison, okul yıllarında matematik dersini kavramakta oldukça güçlük çekiyor, anlatılanlara konsantre olamıyor, kelimeleri kullanma ve konuşmada zorlanıyordu. Algılama ve duyma yetersizliği nedeniyle okuldan uzaklaştırılan Edison, 3 yıl boyunca özel öğretmen eşliğinde devam etti eğitimine. Meraklı kişiliği ve bilime tutkusu, son teknolojik gelişmelerin doymak bilmez takipçisine döndürmüştü onu. 10 yaşında kendisini fizik ve kimya kitaplarına veren büyük mucit, evlerinin kilerinde bir labarotuvar kurdu. Okuldaki düşük performansına karşın üstün zekası Edison’u aralarında telgraf ve elektrik ampulünün de bulunduğu 1093 adet patentli buluşun sahibi ve modern bilimin kurucularından biri yaptı. Çalışma ve gayretin kudretine inanan Edison,  ‘Dehanın yüzde 1’i ilham, yüzde 99’u ise alın teridir.’ diyordu. 

Örneğin  20'inci yüzyılın en önemli kuramsal fizikçisiolarak nitelenen Albert Einstein basit matematiksel problemleri çözmede güçlük yaratan disleksi yani 'öğrenme bozukluğu' hastalığına sahip. Fizik, kimya, matematik dehası sayılan ve IQ’su gelmiş geçmiş en yüksek insan olan Einstein bir zamanlar öğrenme bozukluğu çektiği için tembel ve başarısız olduğu gerekçesiyle okuldan atılmıştır.

kaynak www.gencgelisim.com

eğer çocuklarınız var ya da olur sa baktın zor öğreniyor, sevinmelisin . bu şaka tabi ama hemen psikoloğa baş vurarak disleksi ya da asperger bozukluğu ( empati eksikliği ) olup olmadığını araştırman gerekiyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunu alayım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

crome indir resimler kaybolmasın

Blog Listem

tık tık

Etiketler

3. sayfa (1) 3. sayfa haberleri (1) abdulrahim karakoç (1) acı (2) ahmet hakan (1) ahmet kaya (1) akp (1) amele (1) anket (1) another brick in the wall (1) asabi amca (1) aşk (1) atv (1) avrupa yakası (1) azgın yaylası (1) bağımlılık (1) barcelona (1) bayram (1) bdp (1) bebek (1) beni siz delirttiniz (1) blog (5) blogger (1) burhan altıntop (1) cemal süreyya (1) cinayet (2) cinnet (1) Crispin Glover (1) çiçeklerin dili (1) dayı (1) depresyon (1) disko kralı (1) disleksi (1) dizi (1) dostoyevski (1) dünya kupası (1) edep (1) eminem (1) ergenekon (1) etiketsiz (1) evcilik oyunu (1) famagülün suçu ne? (1) fasit daire (3) fazıl say (1) feridun düzağaç (1) fikret kızılok (1) filistin (1) film (2) fuck (2) futbol (2) gaymak (1) güncel haber (1) gürültü (1) haber (5) halil bakırcı (1) hatıra (1) html (1) ice cream man (1) iki onluk (1) imagine (2) imam (1) internet (1) intihar (1) intikam (1) israil (1) isyan (1) john lennon (1) john lenon (1) kafein (1) kahve (1) kahve bahane (1) kahve molası (1) kanal 24 (1) kanıt (1) karikatür (8) kayısı çekirdeği (1) kedi (1) kenanbeyobası (1) klip (3) klişe (1) kuma (1) kurbağa (1) kusursuz cinayet (1) manyak (1) masturbasyon (1) mehmet güleryüz (1) meme ucu (1) milliyet (1) mizah (6) müzik (1) neşe (1) no afraid (1) olmak ya da olmamak (1) oruç (1) ölüm (3) ölüm dörtlüğü (1) pame (1) para bozma (1) pink floyd (1) prenses (1) radiohead (1) resim (1) ressam (1) rize belediye başkanı (1) roman (1) rüyada gelen (1) saflık (1) safti (1) sağlık bakanlığı (1) salak (1) sanat (1) sanat takibi (1) sapık (1) sertap erener (1) sevda demirel (1) sex (1) sınav (1) siyaset (2) sok (1) sonbahar (2) sperm bankası (1) street sipirit (1) stres (1) suç (1) şantaj (1) şey said (1) şiir (8) şişmanlık (1) şopar (3) taciz (1) tarikat (1) tecavüz (1) tefrika (1) terör (1) the chat (1) tişört (1) turhan selçuk (1) Türkçe (1) Türkiye (1) üçüncü sayfa haberleri (1) üstü kalsın (1) vakit gazetesi (1) volkan ertunç (1) vuvuzela (1) vuvuzella (1) william shakespeare (1) yalnızlık (1) yarışma (1) yavşak (1) yunanistan (1) yurdum insanı (1)