tekrarı yok

 

modern tecavüz yöntemi, aynı anda diğer kanalda maç varken zorla dizi izlettirilen adamın durumu. zamanla kuzeye ne olacak, kız çocuğu doğuracak mı, iffet kafayı cama niye soktu ki diye merak etmeye başlıyorsunuz, bağımlıklık mı? asla, ben nefretle seyrediyorum, dizi seyretmeye giden zaman hayatımdan boşa harcanmıştır bana göre. ah şu kumandayı bi ele geçirebilsem.

önceden nasılsa tekrarı var diye arada bir kandırıyorduk bizimkini, işe uynamış diziciler, altına "tekrarı yok" yazıyorlar artık, sanki benim hayatımın tekrarı varmış gibi, kızım bir daha 11 yaşında olacak, biz onunla şakalaşabileceğiz. tehtite bakar mısınız? bak izle yoksa meraktan çatlarsın, adi diziciler doktorların da tekrarı yoktu, anamızı bellediniz, günde 8 saat doktorlar izliyom ben. kimi kandırıyorsunuz.

dizi işinin siyasal ve sosyolojik altyapısına bi girecem şimdi, yazı 44 sayfa olacak, en iyisi, memleketi soyanlar bununla uyutuyorlar deyip geçelim. hani bir büyüğümüz "din afyondur" buyurmuştu da afyonlular üzerlerine alınıp toptan uçmuştu ya, yeni afyon dizi arkadaşlar. her hangi kültür seviyesinden bir insana üst üste 4 bölüm adını feriha koydum izlettir gider akepeye oy atar. beyin fonksiyonlarını sıfırlar, irice bir su aygırından kafaca farkı kalmaz. çamur arar durur.

o sinirle gidip kitap aldım, ne yazarını duydum daha önce ne de kitabı, "paul thereoux - sivrisinek sahili", adam ve kitap meşhursa cahilliğimi hoşgörün, sadece kapağında ki bir sözden etkilendim. "her idealist bir zorbaya, her lider bir diktatöre dönüşebilir ve benzer biçimde, insan eli değen cennetler de cehenneme dönüşebilir", al bu sözü hayatına,çevrene, insanlara uygula, şaşırdın di mi? evet sırf bu yüzden okumaya değer bence.

böyle işte bu aralar benim durumlar, grip,dizi,iş arasında ateşli ve asabiyim, şimdilik bu kadar. bugün günlerden ne? sahi akşam hangi dizim var benim?