3 Ekim 2010 Pazar

hayatını sorgulamaya ihtiyaç duydun mu hiç? öyle bir tepinti içindeyiz ki durup düşünmeye vakit yok.  bir işi, ailesi ve arabası olan  varsa sanmam ki hayata soru sorsun.


ne zaman intiharın eşiğine gelirse insan, o zaman hayatı sorgulama ihtiyacı hissediyor ki çok geç, iş işten geçmiş, şakağına tetiğinde kendi parmağın olan bir silah dayanmışken hayatı sorgulamak göz yaşları içinde beyhude bir çabadan öteye gitmiyor. 

bu tepinti içinde bazı bazı durup düşünmek gerek bence, hayatı sorgulamak belki beylik bir laf gibi gelebilir size ama bazen bu kalan hayatınızın nereye gittiğini görmek için, bir gün gelip intihar amaçlı silah edinmemek için şart ve sağlıklı bir sorgulama.

ben mi? benim sorgulama sistemi bazı bazıdan biraz fazla, hatta mütemadiyen. hemen hemen hiç televizyon seyretmeyen, vaktinin çoğunu kitap, film ve müzik içinde geçiren bir adam için normal sonuç, çok fazla düşünüyorum, içinde bulunduğum sistemden kendi iç dünyama kadar her şey hakkında derin düşünceler içerisindeyim. iki çocuk sahibi bir aile babasının dünya için endişelenmesini doğal karşılarsınız sanırım. endişeleniyorum ve hayatla ilgili bir derdim var, işte bu yüzden hayatla ilgili derdi olan her şey, özellikle sanat eserleri ilgi alanıma giriyor. tüm gerçek sanatçıların aslında AYKIRI olduklarını da böyle keşfettim. Salih Memecan  haricinde düzenden memnun çok sanatçıya rastlamadım. 

aykırı olmak hayatı ciddiye almanın, düşünmenin ve sistemi sorgulamanın doğal sonucu, öyle bir sistem yaratılmış ki çoğunluk zulm içindeyken bile sorgulayamıyor bu sistemi. zulm altında yaşadığından bihaber çünkü, bu sistem herkesi uyutacak bir şey muhakkak bulur. siz neden 50 kişil sınıflarda berbat bir eğitim sistemi içinde yoğurulduğunuzu sanıyorsunuz? 

"........... ya diğerleri? evet; okuyup yazabiliyorlar. aferin. alış veriş listeleriyle ilgilecek bir hayat bu. ama onları tanıyor musun? kendini tanıyor musun? çünkü eğer kendini tanımıyorsan onlara kendilerini tanımaları konusunda yardımcı olamazsın ve büyük olasılıkla burada, bu adi devlet kurumunda yuvalanmış bütün donuk öğretmenler gibi, yılgın taklitçiler ordusu yetiştirerek, çocuklara nasıl düşüneceklerini değil, neyi düşüneceklerini söyleyerek ve onları, kim olduklarını anlamak yerine, mükemmel bir vergi mükellefi yapmak için kalıplara doldurarak herkesin zamanını harcıyorsun."
"otoritenin bir temsilcisine boyun eğmek kendi yüzüne tükürmektir"........

bu bir kitapta öğrenci babasının çocuğunun sınıfına girerek öğretmene söyledikleridir. 

hepimizi aynı usta yaptı ve mükemmel vergi mükellefleriyiz, ne kendimizi tanıyoruz ne birbirimizi, bize ne düşüneceğimiz öğretildi ve sorgulamadan düşünüyoruz. işte benim aykırılığım burada başlıyor. 


rutin, alışılmış, sıradan olmak, peşin hüküm, basma kalıp hayatlar ve kullanma kılavuzlarını kabullenemedim hiç bir zaman. dar ayakkabılar gibi kalıba vurmalarına izin vermedim hiç bir zaman, bu beni delirtti hep. öteki olmayı göze aldım, bir gruba göre diğerlerinden diğer gruba göre de diğerlerdenim!

pehhh! oysa ben hiç bir kalıbın içinde ve kimseden değilim. alışılmış her şey bana ve ben onlara aykırıyım. girdiğim bütün gruplardan ayrılmayı, fark yaratmayı başardım, bedeli yalnızlık ve sevilmemek olsa da ben bu halimden hep mutlu oldum. 

aykırı olmanın en güzel yanı içimde ki huzur, hani tek başına kalınca vicdan muhasebeye oturur ya, bir çoğunuz o anlık ama bir an sonra unutacağınız pişmanlık içindeki huzursuzluğu yaşarsınız ama ben bedelini ödedim ve bir an bile o huzursuzluğu yaşamadım.

bu yazı belki kendimle hesaplaşmamın ön yazısı, belki biraz olsun aykırı olmaktan korkmayacak yürekli insanlara hoş geldiniz yazısıdır. 

umarım zaman sadece eskimemize yaramaz,

beraber yaşlanmak dileklerimle.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunu alayım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

crome indir resimler kaybolmasın

Blog Listem

tık tık

Etiketler

3. sayfa (1) 3. sayfa haberleri (1) abdulrahim karakoç (1) acı (2) ahmet hakan (1) ahmet kaya (1) akp (1) amele (1) anket (1) another brick in the wall (1) asabi amca (1) aşk (1) atv (1) avrupa yakası (1) azgın yaylası (1) bağımlılık (1) barcelona (1) bayram (1) bdp (1) bebek (1) beni siz delirttiniz (1) blog (5) blogger (1) burhan altıntop (1) cemal süreyya (1) cinayet (2) cinnet (1) Crispin Glover (1) çiçeklerin dili (1) dayı (1) depresyon (1) disko kralı (1) disleksi (1) dizi (1) dostoyevski (1) dünya kupası (1) edep (1) eminem (1) ergenekon (1) etiketsiz (1) evcilik oyunu (1) famagülün suçu ne? (1) fasit daire (3) fazıl say (1) feridun düzağaç (1) fikret kızılok (1) filistin (1) film (2) fuck (2) futbol (2) gaymak (1) güncel haber (1) gürültü (1) haber (5) halil bakırcı (1) hatıra (1) html (1) ice cream man (1) iki onluk (1) imagine (2) imam (1) internet (1) intihar (1) intikam (1) israil (1) isyan (1) john lennon (1) john lenon (1) kafein (1) kahve (1) kahve bahane (1) kahve molası (1) kanal 24 (1) kanıt (1) karikatür (8) kayısı çekirdeği (1) kedi (1) kenanbeyobası (1) klip (3) klişe (1) kuma (1) kurbağa (1) kusursuz cinayet (1) manyak (1) masturbasyon (1) mehmet güleryüz (1) meme ucu (1) milliyet (1) mizah (6) müzik (1) neşe (1) no afraid (1) olmak ya da olmamak (1) oruç (1) ölüm (3) ölüm dörtlüğü (1) pame (1) para bozma (1) pink floyd (1) prenses (1) radiohead (1) resim (1) ressam (1) rize belediye başkanı (1) roman (1) rüyada gelen (1) saflık (1) safti (1) sağlık bakanlığı (1) salak (1) sanat (1) sanat takibi (1) sapık (1) sertap erener (1) sevda demirel (1) sex (1) sınav (1) siyaset (2) sok (1) sonbahar (2) sperm bankası (1) street sipirit (1) stres (1) suç (1) şantaj (1) şey said (1) şiir (8) şişmanlık (1) şopar (3) taciz (1) tarikat (1) tecavüz (1) tefrika (1) terör (1) the chat (1) tişört (1) turhan selçuk (1) Türkçe (1) Türkiye (1) üçüncü sayfa haberleri (1) üstü kalsın (1) vakit gazetesi (1) volkan ertunç (1) vuvuzela (1) vuvuzella (1) william shakespeare (1) yalnızlık (1) yarışma (1) yavşak (1) yunanistan (1) yurdum insanı (1)