Dört gün tatil, son beş senesinde doğru düzgün izin kullanamamış bir adam için güzel süre, bayram yüzünden dinlenemesem de iyi geldi. tek sıkıntı pazartesi sendromuydu, dün geceden beri kendimi sabah sabah seda sayan izlemiş kadar gerilmeye hazırlamıştım. her pazartesi bunu yaşarım ama 4 günden sonra değil, beklentim bugün sabah en az bir cinayetti.
Ama korkulan olmadı, tüm personelim sağ ve ben sinirli değilim, bunda akşamdan traş olup uzun zaman sonra işe takım elbise - kravat ( gravat değilmiş word denetimi öyle diyo ) gelmiş olmamın etkisi büyük sanırım. İnsan kendine bakınca bu ruhuna da yansıyormuş demek ki. Bundan böyle bakımlı olalım bari.
yalnız şu referandum geyiği iyice daralttı, bir tek onda gerildim biraz, koyun, darbeci, cemaat, mason kelimelerinin geçtiği tartışmalar daral getirdi, ama bu bugün için değil tabi, son 2 aydır daraltıyolar. referandum bitti geyiği bitmez artık. ben hayır verdim o kadar, ne nedenini açıklarım ne kimseyle tartışırım, bir oyum vardı hayır ın altına tercih mührünü bastım ve bunun için hayatımdan giden 30 dakikama acıdım o kadar. keşke anayasayı mecliste uzlaşarak değiştirseler de vatandaşın kafayı bu kadar karıştırmasalardı. ben ne anlarım anayasadan hacı.
şimdi düşünüyorum da 4 gündür en güzel geçen zamanım köye gittiğimde geçirdiğim zamanmış köy şurada bak, Türkiye/İçanadolu/Kırıkkale/Balışeyh/Kenanbeyobası/Azgın yaylası. süperdi, fazla foto yok, bi tane bulup koyacam birazdan. bağdan üzüm, dalından hormonsuz bey armudu yedim, oba suyu içtim, yayla havası aldım. yolunuz düşerse uğrayın, tavsiye ederim, size kimse karışmaz, rahatça yaylaya çıkın.
şimdilik bu kadar molacılar, birazdan toplantı için Ankara'ya gidiyorum. Bi kahvede ben içeyim çıkmadan di mi? sağolun, size de afiyet olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumunu alayım